Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu
Bağımsız bölümlerden oluşan programlarda veya devre araları içeren spor programları ve benzer yapıdaki olay ve gösteri programlarında, reklam ve tele-alışveriş yayınları bölüm veya devre aralarına yerleştirilir. (5) Ücretsiz yayınlanan ve Üst Kurul tarafından tavsiye edilen kamu hizmeti duyuruları reklam sürelerine dâhil edilmez. (3) İkinci fıkrada belirtilen orana, program desteklemesi ve yayıncının kendi programlarının tanıtımlarına ayrılan süre ile ürün yerleştirme dâhil değildir. Program tanıtımlarının oranı, bir saat başından bir sonraki saat başına kadarki yayın içinde yüzde beşi aşamaz. (5) Ticarî iletişim, medya hizmet sağlayıcının editoryal bağımsızlığını ve program içeriğini etkileyecek şekilde kullanılamaz. (3) İsteğe bağlı yayın hizmeti sağlayıcıları, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimini olumsuz etkileyebilecek nitelikteki yayın hizmetlerinin, bunların bu tür hizmetleri normal şartlar altında duymayacakları ve görmeyecekleri şekilde sunulmasını sağlamakla yükümlüdür.
Ç) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak. A) Disiplin amiri tarafından verilen uyarma ve yevmiye kesme cezalarına karşı itirazları inceleyip karara bağlamak. Kurul Başkanının ve üyelerin katılamadığı durumlarda yedek üye toplantıya katılır. Çoğunluk kararına katılmayan üyeler katılmama gerekçesini yazılı olarak Disiplin Kuruluna iletir. Oyların eşitliği durumunda Başkanın oyu yönünde karar alınır. MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanunu’na ve 664 sayılı Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 22 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. EBYS Bilgi Güvenliği Politikası KTO Karatay Üniverparibahis’nin tüm birim ve çalışanlarını, üçüncü taraf olarak bilgi sistemlerine erişen iç ve dış paydaşlarını, EBYS’ ye teknik destek sağlamakta olan hizmet, yazılım veya donanım sağlayıcılarını ve ilgili diğer dış kullanıcıları kapsamaktadır. Bu politika; kurum personeli ve kritik kurumsal bilgilerin korunması amacıyla sunucu kabinine, kurumsal bilgilerin bulundurulduğu sistemlerin yer aldığı tüm çalışma alanlarına ve kurum binalarına yetkisiz girişlerin önlenmesini amaçlamaktadır. Bu politika; kurum içinde güvenli internet erişimi için sahip olması gereken standartları belirlemeyi amaçlamaktadır. İnternetin uygun olmayan kullanımı, kurumun yasal yükümlülükleri, kapasite kullanımı ve kurumsal imajı açısından istenmeyen sonuçlara neden olabilir.
- Ancak bu kabul, genel af müessesesi ve affın sonuçlarıyla bağdaşmamaktadır[415].
- Aksi takdirde verdiği disiplin cezası yok hükmünde olacaktır[327].
Hatta ilgilinin açacağı tazminat davasında delil olarak dahi kullanılabilecektir. Disiplin cezasının yok hükmünde sayılmasının doğal sonucu olarak ceza kararı özlük dosyasından çıkarılamaz. Mahkeme kararının infazı söz konusu karara şerh verilmek suretiyle yerine getirilir. Ancak AYİM’nin, özlük dosyalarına konulan ve üst makamlara bildirilen uyarı yazılarını, “uyarı cezası” olarak kabul ettiği kararları da bulunmaktadır. Zira davacıya bir ” yazı” ile ” uyarı” yapılmış ve bu yazının özlük dosyasına konulması ve hatta Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığına gönderilmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır. Ne var ki; böyle bir yetkinin kullanılması durumunda özlük dosyasına herhangi bir belge konulmadığı gibi Kuvvet Personel Başkanlığına da bir yazı yazılmamaktadır” şeklindeki gerekçesiyle uyarı yazısını ceza olarak kabul etmiş ve savunma hakkı tanınmadığı için yok hükmünde sayılmasına karar vermiştir[780]. Görüldüğü üzere, amir, astını bir hatasından dolayı ikaz ve tenkit etmek, hatta azarlamak hususunda tamamen serbest olup, bu tasarruf kanunun amir hükmü gereği disiplin cezası sayılamaz. Bu konudaki AYİM kararları incelendiğinde; devlet memurlarına Askeri Ceza Kanununda belirtilen usullere göre ve yine Askeri ceza Kanununda yazılı disiplin cezalarının verilmesi halinde bu cezaların yargı denetimi dışında olduğu, Devlet Memurları Kanununda yazılı disiplin cezalarının verilmesi durumunda ise bu cezaların 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 21/3. Maddesi kapsamında olmaması nedeniyle yargı denetimine açık olduğu yönünde kararlar verildiği görülmektedir[733]. Yasa koyucu ceza veren makam bakımından kurul yada amir ayrımı gözetmeseydi basit bir şekilde disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olduğunu belirtmekle yetinir, özellikle “…disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denetimi dışındadır” ifadesini kullanmazdı.
Maddesinde ölüm cezasının kaldırıldığı, hiç kimseye ölüm cezasının verilemeyeceği ve hiç kimsenin idam edilemeyeceği belirtilmiş, bu şekilde barış zamanında idam yasağı düzenlenmiş, 2. Maddesine dayanılarak bu protokolün hükümlerinin ihlal edilemeyeceği belirtilmiştir. Türkiye bu sözleşmeyi imzalayarak onaylamış ve iç mevzuat haline getirmiştir. Davalı Devletin Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiş olması halinde, Komisyon ve/veya ilgili Sözleşmeci Devlet, raporun Bakanlar Komitesine gönderildiği tarihten itibaren üç ay içinde davayı, nihai ve bağlayıcı bir karar vermesi için Mahkeme’nin önüne getirebilirdi. Bireyler, davalarını Mahkeme’nin önüne getirme hakkına sahip değildi. Bir davanın Mahkeme’nin önüne getirilmemiş olması halinde, Bakanlar Komitesi Sözleşme’nin ihlal edilip edilmediğine karar verir ve uygun görürse mağdura “adil karşılık” ödenmesine hükmederdi. Bakanlar Komitesi ayrıca, Mahkeme’nin sonkararlarının yerine getirilmesini izlemekle görevliydi. Disiplin cezası hangi amir tarafından verilmişse, şikâyet o amirin bir üstü olan amire yapılır. Dolayısıyla eğer disiplin cezası en yakın amir tarafından verilmemişse, şikâyet dilekçesi ona verilir.
Ancak uyarı yazısında şahsi haklara saldırı niteliğinde ifadeler bulunması halinde, ispat külfetini idareye yüklemekte, kanıtlayıcı belge bulunmadığı takdirde uyarı yazısını iptal etmektedir. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, yakalanan veya tutuklanan kişinin, bu yakalama veya tutuklamanın hukuka uygunluğunun denetimi ve serbest bırakılmasını sağlamak için mahkemeye başvurma hakkı bulunduğu yine sözleşmenin 5. Maddesi hükümlerine aykırı olarak yapılan bir yakalama ve tutuklamanın mağduru olan kişinin tazminat isteme hakkı bulunduğu görülmektedir. Bu yüzden kural olarak idari işlemler ve dolayısıyla da disiplin hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar kapsam dışında kalmaktadır[741]. Bu durumda temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır. Fıkrasında Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimi dışında kaldığının belirtildiği, aynı hükmün 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 21. Bu bağlamda iç hukuk açısından YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında tutulduğu açıkça anlaşılmaktadır. Türk hukuk sisteminde idari işlem ve eylemlerin denetimi, ilk olarak 1961 Anayasasının başlangıç kısmında yer almış; aynı Anayasa’nın 114. Maddesinde ise idarenin hiçbir eylem ve işleminin yargı denetimi dışında bırakılamayacağı esası getirilmiştir.